28 Haziran 2013 Cuma

utanmasa "ölü gibisin" diyecekti. yeni tanışmıştık, diyemedi.

kız: huzur eşit değildir mutluluk.

kız: huzurdan kaçmak için icat edilmiştir müzik 


(en pürüzsüz karanlıkta, tanımadığımız gençlerin arabasından desibel desibel müzikler dalakları hoplatmaktadır)


kız: çünkü huzuru bulursak, öyle devam eder...


ve biz devam etmesinden korkarız. ölüm gibi.


sessizce devam etmesinden korkarız her şeyin.


çünkü itiraf etmesek de "bir" yaşam olduğuna inanır ve onun her anının yeni bir anıyla dolmasını isteriz.


kız: aslında huzurun tek bir anı, yapay anların tümüne bedeldir.


(kız iskeleye doğru ilerler, klişe bir andır, şehirden uzakta olunca ortaya çıkan büyüklü küçüklü ayılar, denizin hışırtısı, bir yerlerde birilerinin çok mutlu olduğunu bilme hissi... ağır adımlarla, küçük çıtırdamaları büyük bir yankı yapan sıra sıra tahtaların üzerinden yürür, kendini yalnızlığın muhteşem havalılığıyla yoğururken, aslında birinin onu uzaklardan izliyor ve havasına hava katıyor olmasını deli gibi istemektedir. kız t şeklindeki iskelenin en ucuna gider ve bağdaş kurarak oturur.)


kız: balinanın kuyruğunda oturuyorum bu gece. o beni nereye götürürse oraya gidiyorum. onun gibi kaygan olmak istiyorum hayatta, onun gibi ağır olmak değil... kendi sularımın en irisi olmama rağmen en sempatiği olmak istiyorum ben de beyaz balina gibi. kıvrıla kıvrıla yolumu bulup, çok nefessiz kalırsam arada su yüzüne çıkmak. 


kız: az daha unutuyordum bak, bu gece bir kirpi tıklattı kapımı. ilk kez bu kadar yakın durdum bir kirpiye. ok gibi atılmıştı bugüne dek nice sivri uç göğsüme, aklıma. acıyı sever gibi sevebilirdim onun da sivrilerini. sonsuzluk boyu bakıştık gerçek dikenciyle, ve o kısa bir sözsüz hafif müzik sonrası selamını çakıp, yola koyuluverdi.


(bir süre en sevdiği burun sızlatan şarkıları mırıldandıktan, iskelenin tahtalarına mikrobu, ıslaklığı takmadan uzandıktan, kendini yeterince dinlediğine emin olduktan sonra kız kalkar, iskeleden sahile geri yürür çünkü üşümüştür. ayağını kuma bastığı an büyü bozulur, çünkü şimdi eve gidip herkes gibi uyuyacaktır. ama bugün düşünmüş, bulmuş ve yine kendine dert edinecek bir şey ortaya çıkarmıştır.

ilk başta da söylediği gibi huzur eşit değildir mutluluk.)